Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1421 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5966 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, kurumca yapılan satış işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacının üzerine kayıtlı olan taşınmazın, Sosyal Güvenlik Kurumu...İl Müdürlüğünün 2009/6 sayılı dosyasında yapılan satışının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, 6183 sayılı Yasanın 99. maddesi gereğince muayyen olan 7 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmiştir. 6183 sayılı Kanunun 99. maddesinde; "ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoliyle istenebileceği, ihalenin ilgililere tebliği tarihinin şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılacağı," belirtilmiştir. Satış işlemi yapıldıktan sonra, satış kararının 18.9.2009 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği, davanın 25.9.2009 tarihinde açıldığı konususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. 1086 sayılı HUMK'un 161/1. maddesi (6100 sayılı HMK'nın 92/1. maddesi) uyarınca; "Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter." Satış işlemi davacıya 18.9.2009 tarihinde tebliğ edildiğinden, satış işleminin iptali için 7 günlük dava açma süresi 19.9.2009 tarihinde başlar ve 25.9.2009 tarihinde sona erer. O halde 25.9.2009 tarihinde açılan dava süresindedir.Buna göre; satış işleminin iptaline yönelik davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken davanın süresinde açılmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.Mahkemece, bu hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.