Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14100 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17465 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, yurtdışı borçlanmasının 31/08/1986-31/08/2001 tarihleri arasında 5400 gün olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitiyle ve buna göre yaşlılık aylığı miktarının yeniden belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının yurt dışı borçlanmasının 31.08.1986-31.08.2001 tarihleri arasında 5400 gün olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespiti ve buna göre yaşlılık aylığı miktarının yeniden belirlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne,davacının 5400 günlük borçlanma tahakkuk cetvelinin 31.08.1986-31.08.2001 tarihlerine ilişkin olacak şekilde intibak ettirilmesi gerektiğinin tespitine,davacıya bağlanmış olan yaşlılık aylığının yeni intibak çerçevesinde aylık bağlanış tarihi itibariyle yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Davacı ,10.04.2012 tarihli yurt dışı borçlanma talep dilekçesi ile 31.08.1986 dan itibaren 5400 gün çalışma ve ev hanımlığı sürelerini borçlanma talebinde bulunmuş olup,Kurumca 31.08.1986-11.10.1997,15.02.1999-22.11.2000,20.07.2001-30.08.2003 tarihleri arası 5400 gün karşılığı borç tahakkuk cetveli davacıya tebliğ edilmiştir.Davacı 27.09.2012 tarihinde borçlanma bedelini ödemiştir. Davacıya 01.11.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Aylık bağlama aşamasında borçlanmaya konu süre, borçlanma tahakkuk cetvelindeki şekilde esas alınmıştır. Davacı 23.11.2000-20.07.2001 tarihleri arasında Türk vatandaşı olmadığından ,bu döneme borçlanma tahakkuku yapılmaması hukuka uygundur. Ayrıca,3201 sayılı Kanun'un 5' inci maddesinin 1' inci fıkrasına göre Kurumca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurumca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında eldeki davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.