Mahkemesi: Muğla 1.Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih: 28.08.2006No: 652-349Davacı, ilk kesintisi tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının 22.5.1996 yılında yapılan ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri ile birliklerinin pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının 1996 yılında yapılan prim kesintisi dışında başka prim kesintisinin bulunmadığı, tarım kredi kooperatifi üyesi olmadığı, ilçe Tarım müdürlüğünden gelen yazıda tarımsal faaliyette bulunduğuna, çiftçilik yaptığına dair kaydının bulunmadığının belirtildiği, zabıta araştırmasında da köy muhtarının beyanı itibariyle tarlasının bulunmadığını ve çiftçilik ile uğraşmadığının tesbit edildiği dosyadaki Tekel ile yapılan sözleşmelere göre davacının 1995-1997 ve 1999 yıllarında tütün üretimi yaptığı kanaatinin oluştuğu ancak Tekel İdaresinden gelen 28.7.2006 tarihli yazıda 1995 ve 1996 yıllarında tütün kaydının mevcut olduğunun bildirildiği, toplanan delillerin yetersiz olduğu ve çelişkilerin bulunduğu, mahkemece 2926 sayılı Yasanın 10.maddesinde yer alan diğer kayıtların araştırılmadığı, tanık beyanınında soyut düzeyde kaldığı görülmüştür.Mahkemece, yukarıda belirtilen eksiklikler ve çelişkiler giderilerek davacıdan 22.5.1996 tarihinde yapılan kesintinin devam eden yıllarda kayıtlarla desteklenmesi durumunda 1.6.1996 tarihinden dava tarihine kadar sürekli sigortalı olduğuna, kayıtların bulunmadığının belirlenmesi halinde ise yalnız kesintinin yapıldığı yıl itibariyle 1.6.1996-31.12.1996 tarihler arasındakisürenin tesbitine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 4.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.