Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14009 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19351 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 1987 yılından 4, 1997 yılından 101 gün olmak üzere 105 gün SSK hizmeti çıktıktan sonra kalan sürede Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 1987 yılından 4,1997 yılından 101 gün olmak üzere 105 gün SSK hizmei çıktıktan sonra kalan tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle hakl?? veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Somut olayda, kararın gerekçe bölümünde davalı kurum dava açılmasına sebebiyet vermemiş, dava açılmasına kuruma başvuru yapmadan dava açan davacı sebebiyet vermiştir. Bu sebeple davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmetmek gerektiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesap edilen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine yazılarak gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır. .../... O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.