Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1395 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10425 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ve davalı kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 01/10/1998-10/04/2006 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'in davalı....'nin.... sicil nolu işyerinde; 1999 yılında 28 gün, 2000 yılında 48 gün, 2001 yılında 48 gün, 2002 yılında 48 gün, 2003 yılında 42 gün, 2004 yılında 49 gün, 2005 yılında 31 gün, 2006 yılında 60 gün olmak üzere toplam ; 354 gün kuruma bildirilmeyen çalışması bulunduğunun tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 12/07/2005-10/04/2006 tarihleri arasında 190 gün davalı işyerinde geçen çalışmalarının Kuruma bildirildiği, dava konusu döneme ait dönem bordrolarının getirtilmediği, davacının bildiriminin yapıldığı tarihlere ait ücret bordrolarının bulunduğu, davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ilegerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının yaptığı işin mahiyetini ve davacının işe giriş çıkış tarihlerini tespit etmek, işin part time olup olmadığını belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Ayrıca, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Eldeki dosyada, davacı ...'in davalı....'nin... sicil no'lu işyerinde; 1999 yılında 28 gün, 2000 yılında 48 gün, 2001 yılında 48 gün, 2002 yılında 48 gün, 2003 yılında 42 gün, 2004 yılında 49 gün, 2005 yılında 31 gün, 2006 yılında 60 gün olmak üzere toplam; 354 gün kuruma bildirilmeyen çalışması bulunduğunun tespitine şeklinde hüküm kurulmuş olup hangi tarihler arasında ne kadar çalıştığı açık bir şekilde belirtilmemiş olup hükmün bu haliyle infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi davacının işe giriş çıkış tarihleri net bir şekilde tespit edilmelidir.Kabule göre de; SGK'nın harç muaf olduğu gözetilmeden bakiye harcın davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekili ile davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.