MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, 1995 ile 2007 yılları arasında davalıya ait tavuk çiftliği işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının yapmış olduğu işin tarım işi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesine göre; bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için bir veya daha fazla işveren nezdinde eylemli biçimde hizmet akdine dayalı çalıştığının saptanması zorunludur. Hizmet akdinin unsurları ise belirli bir işverene “zaman” ve “bağımlılık” unsurlarına göre çalışma esasına göre belirlenmiştir. “Bağımlılık” tan amaç bir işverenin göstereceği işi, emir ve talimatına göre yerine getirmek ve onun buyruğu altında bulunmaktır. Bu işin belli bir zaman kesiti içerisinde yerine getirilmesi ve yerine getirmek üzere hazır vaziyette beklemek; hizmet akdinin zaman unsurunu oluşturur. Ücretin varlığı ve biçimi hizmet akdinin zorunlu unsuru olarak kabul edilemez. Ancak, akdin kanıtlanması yönünden rol oynayabilir. 506 Sayılı Yasa'nın 3/1-A-b maddesinde de; özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanların sigortalı olabilecekleri öngörülmüştür. Tarım işi; Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere; üretim,bakım ve yetiştirmeye yönelik faaliyetleri kapsar. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-b maddesi gereğince “50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerde” bu kanun hükümleri uygulanmaz. Somut olayda, davacının 1995 ile 2007 yıllarıarasında sürekli olarak davalıya ait tavuk çiftliğinde çalıştığını iddia ettiğine göre, mahkemece işin tarım işi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Dikkat edilmesi gereken nokta tarım işyerinde 5510 sayılı Yasa ve 506 sayılı Yasanın, 4857 sayılı Yasadan farklı uygulandığıdır. Yapılacak iş, davanın esasına girilerek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, resen seçilecek tanıkların çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak , araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.