MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, Kurum işleminin iptali ile kurum tarafından yaratılan muarazanın men'ine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacının ziraat odasına üyelik kaydının 06/05/1994 tarihi olarak kabul edilmemesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve 6552 sayılı yasadan yararlandırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile Kurum işleminin iptaline, davacı ...'ın 06/05/1994 tarihinden itibaren çiftçilik yaptığı kanaatine varılmakla, 06/05/1994 tarihinin ziraat odası üyelik kaydının başlangıç tarihi olarak tespit edilmesine, üyelik tarihinin 06/05/1994 olarak tesciline ve kayıtların bu şekilde tashihi ile muarazanın menine, tespit edilen tarihe göre oluşacak prim borçlarından 6552 sayılı yasa kapsamında yapılandırma hakkından yararlanması gerektiğinin tespitine, davalı kurumun bu hususlarda yarattığı muarazanın menine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 19/01/2012 tarihli talebine ve prim kesintilerine istinaden 01/06/1994-31/12/1994, 01/06/1997-31/12/1998, 01/06/2000-31/12/2000 tarihleri arasında ve 01/03/2008 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği, davacının ziraat odası kaydının 2011/40 sayılı genelge gereği 06/05/1994 tarihine çekildiği, teslim ettiği ürün bedellerinden 1994,1997,1998,2000, 2001,2002,2008,2009,2010 ve 2011 yıllarında prim kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. ...sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması ya da ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. .... sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 54. madde eklenmiştir. Geçici 54.maddesinin II.fıkrasında; “...4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci -fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” hükmü yer almaktadır.Ayrıca, hükümler, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında yeni bir dava açılamaz. HMK.'nın 297. maddesi gereğince hüküm fıkrasının açık olması, taraflara bahşedilen vazife ve hakların, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılması ve infazı kabil olması gerekir. Somut olayda, davacının ... sigortalılığının tespitini amaçladığı ve .... Odasının davada hasım olmadığı hususlarının göz ardı edildiği; açık, net ve infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulduğu gibi, davacının oda kaydının 06/05/1994 tarihinde oluşturulmadığı ve geriye dönük olarak oluşturulduğu, bu nedenle ziraat odası konusunda Kurum işleminin yerinde olduğu ve davacının 01/06/1994 tarihinden itibaren aralıksız sigortalı kabul edilemeyeceği, ancak davacının prim tevkifatına dayalı olarak kesintilerin bulunduğu tarihlere göre yukarıda yazılı bilgiler ışığında değerlendirme yapılarak Kurumca kabul edilmeyen 01/01/1995-30/05/1997, 01/01/1999-30/05/2000 ve 01/01/2001-31/12/2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.