Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13854 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19438 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, sigorta başlangıç tarihinin 10/10/2005 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalı kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava; davacının davalıya ait işyerinde 10.10.2005 tarihinden itibaren çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davacının ayda 15 gün çalıştığının kabulü ile davacının davalı işveren nezdinde çalışmaları sonucu Kurum'a bildirilmeyen toplam 120 günlük sürenin (20.09.2010-30.09.2010 arası 5 gün, 01.10.2010-31.10.2010 arası 45 gün, 01.01.2011-30.04.2011 arası 60 gün ve 01.05.2011-20.05.2011 arası 10 gün olmak üzere) sigortalı hizmet süresi olarak tespitinin gerektiğine ve sigorta başlangıcının 20.09.2010 tarihi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait Kebap Sarayı unvanlı işyerinde bir yıl, Döner-Köfte Sarayı unvanlı işyerinde bir yıl, Dürüm-Çorba Sarayı unvanlı işyerinde üç yıl süre ile döner ustası olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı tarafından “ ... ” unvanlı işyerince düzenlenen 21.05.2011 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu ve davacının aynı işyerindeki 21.05.2011 – 31.05.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı Kurum'a bildirildiği, ancak davacının dosyada mevcut askerlik kartında askerliğinin 23.05.2011 tarihinde başladığının yazılı olduğu, 2009/10 – 2012/8. aylar arası dönem bordrolarının dosya arasında bulunduğu, ... unvanlı işyerinin 20.10.2009 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, bordro tanıkları tarafından davacının bildirilen süre kadar çalıştığının beyan edildiği, komşu işyeri tanıklarının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Somut olayda ise davacının fiili çalışmaları tereddüte mahal bırakmayacak derece ortaya konulmadan eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davacıdan davalıya ait olduğunu ve çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği işyerlerinin hangi adreslerde faaliyette bulunduğu sorarak davacının beyanı doğrultusunda; davalı Kurum'dan söz konusu işyerlerinin tescilinin bulunup bulunmadığını sormak, bulunuyor ise talep edilen dönemdeki dönem bordrolarını isteyerek kayıtlı çalışanlar arasından re'sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, ayrıca davacının beyanı gereğince işyerlerinin ruhsatlarını ilgili belediyelerden araştırmak, yine davacıdan işyerlerinin nerelerden malzeme aldığını sorarak malzeme alınan işyeri sahipleri ile kayıtlı çalışanları zabıta marifeti ile tespit edildikten sonra bu kişileri dinlemek, davacının beyan ettiği işyerlerini zabıta marifeti ile de araştırarak bu işyerlerine komşu işyeri sahipleri ile çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları tespit ettirerek dinlemek, davacının askerlik yaptığı süreleri ilgili askerlik şubesinden sormak, davacının talep ettiği tarihte yaşının küçük olduğu anlaşıldığından Milli Eğitim Bakanlığı'ndan hangi tarihler arasında eğitim-öğretimine hangi okullarda devam ettiğini sormak, her ne kadar davalı beyanı esas alınarak davacının ayda 15 gün üzerinden çalıştığı kabul edilmiş ise de dinlenilecek tanıklardan davacının çalışmalarının kapsamını da sormak ve toplanan delillere göre davacının çalışmalarının part-time olup olmadığı da değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.