MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 112.964.85. TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/06/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı ...ş. vekili Avukat... ile karşı taraf vekili ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava 31.10.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 17 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece işçilik alacaklarına yönelik davanın tefrikine, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacıların 17.10.2009 tarihli dava dilekçesi ile Kastamonu iş Mahkemesinde dava açtıkları, Kastamonu İş Mahkemesinin 23.10.2009 gün ve 2009/104E, 2009/90K sayılı kararla, ... İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahis yetkisizlik kararı verildiği ve bu kararın davacı taraf 04.11.2009, davalı taraf ise 27.10.2009 tarihinde tebliğ edilerek taraflarca temyiz edilmediğinden 13.11.2009 tarihinde kesinleştiği uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık yetkisizlik kararının kesinleşmesini takiben HUMK 193/son ve HMK 20. Maddeleri gereğince, süresi içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin taraflarca istenip istenmediği noktasındadır.Yürürlükten kalkan HUMK’nun 193. Maddesindeki düzenlemeye göre: “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Kanunda belirtilen ayrık hükümler saklıdır.” Yürürlükte bulunan HMK’nun 20. maddesindeki düzenleme de aynı doğrultuda olup, buna göre; Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak - kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.Somut olayda Kastamonu İş Mahkemesinin yetkisizlik kararının taraflara usulünce tebliğ olunduğu, taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığından 13.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacılar vekilinin 16.01.2010 ve 31.01.2010 tarihli dilekçeler ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini istediği ve dosyanın Kastamonu iş mahkemesi tarafından 19.02.2010 tarihli müzekkeri ekinde yetkili ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine gönderildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Öte yandan temyiz süresinin son bulduğu ve kararın kesinleştiği 13.11.2009 tarihinden itibaren gerek yürürlükten kalkan HUMK 193. maddesindeki 10 günlük başvuru süresinin ve gerekse halen yürürlükte bulunan HMK’nun 20/1 maddesindeki iki haftalık sürenin, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin istendiği ilk tarih olan 16.01.2010 tarihi itibarıyla geçmiş bulunduğu ortadadır. Hal Böyle olunca süresi içerisinde görevli mahkemeye başvurulmadığının kabulü ile HMK 20/1 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. .O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesi gerektiğine, davalı yararına takdir edilen 1.100.00.TL. Duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.