Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13799 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6519 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, 29/01/2015 tarihinden itibaren emekli aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacı, 29.01.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir. Mahkemece; davalı Kurum'un dayandığı sigortalılık muafiyet belgesi verilmesi hususunun, Anayasa'nın 26. maddesinde geçen “ sigortalılık hakkı vazgeçilemez ve devredilemez ” hükmü gereğince yerinde olmadığı, davacının fiili olarak tarımsal faaliyette bulunduğu hususunun tanık beyanları ile de sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 29.01.2015 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının talebinin davalı Kurum tarafından; 4.468 prim günü bulunduğu ve 5.400 prim günü bulunmadığından bahisle reddedildiği, davacının davalı Kurum tarafından 01.07.1995 – 30.06.1996, 01.05.2008 – 31.12.2009, 20.03.2010 – 19.04.2010 ve 05.02.2013 – 29.01.2015 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği, dosyada mevcut 23.02.2015 tarihli ekstrede; davacının anılan sürelerde sigortalı kabul edildiği ve Ek-19 borçlanma süresi 4.169 gün, askerlik borçlanması 599 gün, sigortalılık süresi 4 yıl, 8 ay, 23 gün olmak üzere toplam 6.471 günü bulunduğu, en son tahsis talep tarihinde toplu ödeme yaptığı ve prim borcu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; her ne kadar davacı yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemişse de davalı Kurum davacının sigortalılık süresi hususunda da uyuşmazlık çıkarmaktadır. Bu itibarla; mahkemece davacının hangi sürelerde.... sigortalısı olarak kabul edildiğinin de hükümde belirtilmemesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davalı Kurum'dan, 23.02.2015 tarihli ekstreye göre davacının toplam 6.471 günü bulunduğu, ancak davacının tahsis talebinin reddine gerekçe olarak 4.468 prim günü bulunduğunun gösterildiği de belirtilerek; tahsis talebinin reddinde esas alınan sürelerin hangi tarihler arasını kapsadığını sormak ve gelen belgeler de değerlendirilerek; davacının hangi tarihler arasında sigortalı kabul edilerek yaşlılık aylığına hak kazandığının kabulüne karar verildiği de hükümde belirtilmek sureti ile sonuca gitmekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.