Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13794 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6322 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 21.09.2002-07.10.2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDavacı, müteveffa eşinin 21.09.2002 – 07.10.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun’a göre ... sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun’da, 506 sayılı Kanun’un 79. maddesindeki gibi, geçmiş ... hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan kanunun 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Kanunun 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. .... sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar süreklilik arz ettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.Prim kesintisinin bulunmadığı yıllarda, tarımsal faaliyetin saptanması bakımından, ürünlerin ne şekilde değerlendirdiğini ortaya koymak, davacının tarımsal faaliyete elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını araştırmak, tarımsal faaliyetin taşınmazların kiralanması suretiyle yürütüldüğü iddia ediliyor ise, bu konuda taşınmazların kimden, hangi yıllar için kiralandığı, hangi tarımsal ürünlerin üretimi için faaliyette bulunulduğu, kiralayan kişinin ... sigortalılığının bulunup bulunmadığı, kiracının kiralama yoluyla tarımsal faaliyetini yürütmeye elverişli tarımsal alet edevatının bulunup bulunmadığı gibi ayrıntılı araştırma yapmak, gerektiğinde tarımsal faaliyetin yapıldığı iddia edilen dönemdeki muhtar ve azaların bilgilerine başvurmak, özetle, tarım faaliyetinin devam edip etmediğini hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koymak ve sonucuna göre hüküm kurmak gerekir.11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa'nın 58. maddesiyle 5510 sayılı Yasa'ya aşağıdaki geçici 54. madde eklenmiştir. Geçici 54.maddesinin 2. fıkrasında; “...4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanun'un 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci -fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda; her ne kadar mahkemece davalı Bakanlık yönünden davanın reddine ilişkin karar yerinde ise de; davacı tarafından müteveffa eşinin ... sigortalılığının tespitinin talep edildiği, sosyal güvenlik haklarının vazgeçilemez ve devredilemez nitelikleri dikkate alındığında davanın kamu düzenine ilişkin olduğu, bu itibarla da davacı taraf prim kesintisine ilişkin belge sunmamış olsa bile mahkemece müteveffa eşin ... prim kesintisi bulunup bulunmadığı yönünde re'sen araştırma yapılması gerektiği gözardı edilerek, davacı tarafından müteveffa eşinin ektiği ürünlerin nereye teslim edildiğine dair bilgi ve delil sunulmadığından bahisle davanın ... yönünden de reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Müteveffa eşin fındık tarımı ile uğraştığı anlaşıldığından, mahkemece yapılacak iş; davalı Kurum'dan, .... İli ve özellikle ... ile ... ilçelerindeki fındık kooperatiflerinden, il/ilçe tarım müdürlüklerinden mütevaffa adına kesilen ... prim kesintisi bulunup bulunmadığını sorarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.