Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1379 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5513 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ: Beyoğlu 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 25/12/2007NUMARASI: 2007/118-2007/819Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 99. maddesine dayalı olarak ve alacaklı tarafından üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan istihkak davasına ilişkindir. Davalı borçlu S. Yayıncılık İletişim ve Ticaret A.Ş. adına tescilli “H. G. B.” ibareli marka üzerine 14.08.2006 tarihinde haciz konulmuştur. Davalı üçüncü kişi şirket, anılan markayı, marka sahibi borçlu şirketten 17.01.2006 tarihli imtiyaz hakkı devir sözleşmesi ile devraldıklarını ve bu devrin tescil ve ilan edildiğini ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuştur.Davalı üçüncü kişi şirketin, takip tarihinden sonra 05.12.2005 tarihinde, borçlu şirket ile aynı adreste kurulduğu, İ.A. isimli kişinin, hem borçlu şirket yetkilisi, hem de davalı üçüncü kişi şirket yetkililerinden olduğu, her iki şirketinde faaliyet konularının aynı olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Tüm bu maddi olgular, davalı üçüncü kişi şirketin, davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile kurulduğu, yapılan işlemlerinin tümünün, borçlu ile organik bağ içerisinde olan davalı üçüncü kişi şirketin danışıklı işlemleri niteliğinde olduğu ve bu haliyle alacaklıların haklarını etkilemeyeceği açıktır. Öte yandan, borçlu işletmenin önemli bir unsurunu oluşturan markanın devri nedeniyle İcra ve İflas Kanunu'nun 44. maddesinin öngördüğü koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmediği gibi, devralan üçüncü kişinin borçlunun borçlarından Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi uyarınca sorumlu olduğunun göz ardı edilmesi de doğru görülmemiştir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, davacı alacaklının davasının kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(Alacaklı)'ya iadesine 05.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.