MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacılar, şirkete gönderilen ödeme emirlerinden dolayı banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı... İnş. ve San. Aş. ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddine,2- Davacının temyizine gelince; dava, davalı Kurumun uyguladığı ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, "davacı şirket hakkındaki davanın reddine; davacılar ..., ... ve Abdullah Akşemseddinoğlu tarafından açılan davanın kabulü ile, davacılara yapılmış bir ödeme emri tebligatı çıkartılmadan, haciz uygulaması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulmasının kanuna aykırı olması nedeniyle, davacı şirkete gönderilen 2013/168400, 114885, 100549 takip numaralı ödeme emirlerine konu borçlar nedeniyle davacılar ..., ... ve ....'nun banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına" karar verilmiştir.Tebligat Kanunu??nun 12. maddesinde; “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.” hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu'nun 13.maddesinde; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır." denmiştir. Muhatabın geçici olarak başka yere gitmesi halinde tebligatın nasıl yapılacağını düzenleyen 20.maddede ise; " 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir.Bu durumda muhatabın geçici olarak tebligat evrakında yazılı adreste bulunmaması halinde muhatabın geçici olarak başka bir yerde olduğu ve bu durum hakkında beyanda bulunanın adı ve soyadının da tebliğ mazbatasına yazılması gerekmektedir. Aksi halde tebligat usulsüz olacaktır. Mevzuat hükümlerine aykırı olarak usulsüz tebliğ halinde ise, tebligat gerçekleşmemiş sayılmaktadır. Tebligat Kanunu ve bu kanunun uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hakim doğrudan, kendiliğinden denetlemelidir.Somut olayda, davacı şirket adına dava dışı borçlu ... ... Tekstil San. ve Tic. AŞ'nin davalı Kuruma olan borcundan dolayı çıkarılan haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın şirket daimi ve yetkili çalışanı olduğu belirtilen...'a davacı şirket adresinde 17.01.2014 tarihinde; ödeme emrine ilişkin tebligatın da şirket daimi ve yetkili çalışanı olduğu belirtilen...'ye yine davacı şirket adresinde 19.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği ancak tebliğ evraklarında davacı şirket yetkili temsilci ya da temsilcilerinin adreste bulunup bulunmadığı belirtilmediği gibi, adreste bulunulmaması halinde bu durumun tebliğ mazbatalarına yazılmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacı şirkete yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.