Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13636 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12829 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalı Kurum'a borcu olmadığının tespiti ile davalı Kurum tarafından adına düzenlenmiş olan ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 2010/12513 ve 2010/12514 sayılı sayılı ödeme emirlerinin 2007/07-12. dönemine ait prim ve işsizlik sigorta prim borçlarından dolayı davacı adına düzenlenmiş olduğu, ödeme emrinin davacıya 27/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın süresinde açıldığı, davacının Kurum borçlusu dava dışı ... İmar İnşaat A.Ş.' de 05/11/2007-06/06/2008 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunduğu, davacının dava dışı Kurum borçlusu anonim şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerden olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının prim borçlarının tahakkuk ettiği dönemde şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığı, şirketin pirim ve vergi işlemlerini doğrudan yürütme ve bu alanda emir ve direktif verme yetkisinin bulunup bulunmadığının tespitiyle şirketin pirim borçlarından dolayı sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 80. ve 82. maddeleridir. Üst düzey yöneticiler açısından takibe dayanak yapılan 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesindeki hüküm de, “sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen ... tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” düzenlemesiyle, üst düzey yönetici ve yetkililerin sigorta primleriyle sınırlı olarak sorumluluğu için, prim borcunun doğduğu dönemde tahakkuk ve tediye konularında yetkili olmayı, buna karşın haklı neden olmaksızın bu yükümlülükleri yerine getirmemeyi koşul olarak öngörmüştür. Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 80/7. maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebileceği bildirilmiştir. Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tesbit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Yasa'da İİK.'nun 72.maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Yasa İİK.'na nazaran özel bir yasa olup uygulama önceliğine sahiptir. (Yargıtay HuKuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları) Hal böyle olunca Kurum tarafından yürütülen takibe konu borç yönünden , davacının ... İmar İnşaat A.Ş.'nin üst düzey yöneticisi olup olmadığı, pirim borcunun doğduğu tarihte şirketin pirim ve vergi işlemlerini doğrudan yürütme ve bu alanda emir ve direktif verme yetkisinin bulunup bulunmadığının tespiti önem arzetmektedir. Somut olayda, davaya konu Kurum icra takip ve işlem dosyasının ve şirketin Ticaret Sicil dosyası getirtilip, davacının .... İmar İnşaat A.Ş.'nin 2007/07-12. aylar prim borçlarının tahakkuk ettirildiği dönemde anonim şirketin üst düzey yöneticisi olup olmadığı, şirketin pirim ve vergi işlemlerini doğrudan yürütme ve bu alanda emir ve direktif verme ve imza yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.