MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 10.10.1990-17.09.1994 ve 28.08.1995-27.08.1996 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 10.10.1990-17.09.1994 ve 28.8.1995-27.08.1996 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında tescilinin olmadığı, 10.10.1990 tarihinden itibaren ziraat odası kaydının bulunduğu, 31.5.1982 tarihinden itibaren kooperatif kaydının bulunduğu, prim kesintileri tarihlerinin net olmadığı anlaşılmaktadır. 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkrada, 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi hariç olmak üzere dava açılmadan önce Kuruma başvurulmasının zorunlu olduğu, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği belirtilmiştir. Somut olayda,davacının yasanın yürülük tarihinden önce de ,Kuruma Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti yönünde başvurusu ve bu konuda SGK tarafından çıkarılmış bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre, davanın 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığının ve yasada önce kuruma başvuru şartının arandığının anlaşılması karşısında,davacının önce kuruma müracaat etmeden doğrudan dava açması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.