Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13530 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20752 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 01/04/1996-13/10/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, dava dilekçesi ile 1997-2007 yılları arasında..... Köyü İlköğretim okulunda geçen çalışmalarının tespitini istemiş, 21/02/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 01/04/1996-13/10/2006 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/04/1996 ve 15/06/2004 tarihleri arasında, bilirkişi ...'in 06/03/2015 tarihli raporunda belirttiği dönemlerde, davalı ... Bakanlığına bağlı ...Köyü İlköğretim Okulunda toplam 2234 gün ve asgari ücretle çalıştığının tesbitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... Belediyesi yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK'nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir. Öte yandan, Hüküm tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T'nin 7/2 maddesi “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü içermektedir.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda, davacı adına davalı işveren tarafından davalı Kuruma bildirilen herhangi bir çalışma bulunmadığı, 1067373 sicil sayılı .... Köyü Muhtarlığına ait işyerinde davacının 01/04/1996 tarihinde işe girdiğine ilişkin bildirgenin 22/04/2011 tarihinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna verildiği anlaşılmış olup 22/04/2011 tarihinde verilen işe giriş bildirgesinin hak düşürücü sürenin gerçekleşmesine engel olmayacağı ve dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği göz önüne alınmadan yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gibi davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği halde lehine ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu, ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...'na iadesine, 01/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.