Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13529 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20292 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, davacının 2006 yılı Nisan ayı ila 2010 yılı Mart ayı arasında davalıya ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01/04/2006-30/03/2010 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz olarak asgari ücret ile 1440 gün çalıştığı, bu çalışmalarına 536 günün davalı kuruma bildirildiği, 874 günün ise bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait 60801 sicil sayılı işyerinde 06/06/2007-14/07/2009 tarihleri arasında geçen bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, bu döneme ilişkin ücret bordrolarının bulunduğu, bir kısmının imzalı olduğu, ücret bordrolarının gün ve ücret olarak davacının bildirimleri ile uyumlu olarak düzenlendiği, davacı ve bordro tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları ücret bordrolarına dayanılarak Kuruma bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. .../...Somut olayda, Mahkemece, tanık beyanları dayanak alınarak davacının dava konusu dönemde ayda 30 gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de dosyada bulunan imzalı ücret bordrolarına göre davacının Kuruma bildirimlerinin yapılmış olması durumu göz ardı edilerek tanık beyanlarına göre yapılan söz konusu tespit yerinde olmadığı gibi, dinlenen tanıkların hiçbirinin 01/04/2006-10/05/2006 tarihleri arasında davalı işyerinden kayıtlara geçmiş çalışması bulunmadığına göre bu dönem yönünden de usulünce araştırma yapılmadan tespite karar verilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma dönemininde imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, 01/04/2006-10/05/2006 tarihleri arası için ise bu dönemde bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene davalılardan ...'ne iadesine, 01/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.