Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13486 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18473 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, öncelikli olarak adli yardım talebinin kabulüne babasından kalan yetim aylığının iptali ile boırç tahakkukuna ilişkin kurum işleminin iptaline ve ödenmemiş aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacının 5510 sayılı Kanunun 56/2 maddesi uyarınca kesilen ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve ödenmemiş aylıkların yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı ile eski eşinin 09.11.2001 tarihli mahkeme kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, talebi üzerine davacıya 26.11.2001 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlandığı, yapılan araştırmada davalı Kurum kontrol memurunca davacı ile eski eşinin boşandıktan sonra da birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi nedeniyle davacıya bağlanan yetim aylığının kesildiği, 17.10.2008-16.12.2011 tarihleri arası ödenen aylıkların borç kaydedildiği, İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden gelen kayıt bilgilerine göre davacı ile boşandığı eşinin 2007 yılında aynı adreste oturduklarının bildirildiği, anlaşılmaktadır5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren "Gelir ve aylık bağlanmayacak haller" başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci(son) fıkrasında düzenlenerek Fıkrada "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96. madde hükümlerine göre geri alınır" düzenlemesine yer verilmiştir.5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrası oldukça sade biçimde kaleme alınmış, madde başlığında " bağlanmayacak" sözcüğüne yer verildikten sonra fıkra metninde "bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir" ibareleri kullanılmış, böylelikle daha önceki sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi eylemli olarak birlikte yaşama aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak benimsenmiştir. Somut olayda; 29.11.2011 tarihli denetim tutanağında yerinde denetim yapılmadığı, tutanak tanığı dinlenmediği, tanık dinlenmeden yapılan zabıta araştırmasına dayanarak rapor hazırlandığı ve 56/2 maddesinin uygulanmasına karar verildiği, aylık kesmeye yeterli olmayan zabıta araştırma tutanağına dayanarak işlem yapıldığı halde davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.