MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 01.05.1994-30.12.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDavacı, 01.05.1994 – 30.12.2001 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun’a göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece; davacının 01.10.1996 tarihinden tescil tarihi olan 30.12.2001 tarihine kadar olan sürede Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tespit ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının teslim ettiği ürünlerden 1996/Eylül ve 1997/Şubat tarihlerinde prim kesintisi yapıldığı, davacının 30.07.2001 tarihinden itibaren ziraat odası kaydı bulunduğu, kooperatif kaydı bulunmadığı, davacının 04.02.2005 varide tarihli bildirge gereğince 01.03.2005 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 17.03.2005, 01.07.2005, 05.08.2005 ve 09.12.2005 tarihleri arasında prim ödemeleri bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun’da, 506 sayılı Kanun’un 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan kanunun 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Kanunun 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, bir-iki yıl dışında süreklilik arz ettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.Somut olayda; davacının, 01.10.1996 – 31.12.1997 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü yerinde ise de; dosya kapsamından 01.01.1998 – 30.12.2001 tarihleri arasına ilişkin olarak prim kesintisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu dönemin de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. Öte yandan; dava kısmen kabul edildiği halde davalı Kurum lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi de isabetsiz olmuştur. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.