Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13428 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19098 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerlerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin * kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekilince duruşmasız ... Köyü vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 11.05.1987 tarihinden 2005 yılı sezon sonuna kadar davalı işverenlere ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden aleyhine hüküm kurulan ... İşletmeleri Anonim Şirketi'nin 03.03.1999 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyesinin sona erdirilerek ticaret sicilinden terkin edilmesine karar verildiği ve davalı şirketin sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden anonim şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın anonim şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK'nın 52 ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir. Somut olayda; davalı ... İşletmeleri Anonim Şirketi'nin tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalktığının anlaşılmasına göre, açılan davada pasif husumetin yöneltilebilmesi için yukarıda açıklandığı üzere şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek neticesine göre karar verilmesi yerine, terkin edildiğinden tüzel kişiliği sonlanmış ... İşletmeleri Anonim Şirketi aleyhine açılan bu davada yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde aleyhine hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Deçemko Tatil Köyü'ne iadesine 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.