Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13423 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20181 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının emekli aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak 01.01.1995 tarihinde tescil edildiği, 26.09.2003 tarihinde 4958 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını yapılandırma talebinde bulunduğu, 31.10.2003; 02.12.2003; 29.01.2004; 27.02.2004 ve 31.03.2004 tarihlerinde yapılandırma kapsamında ödeme yaptığı, davalı Kurum tarafından davacının başka bir sigortalı ile karıştırıldığı; Malatya ilinde 28.07.2001 tarihinde zorunlu sigortalı olarak çalıştığının kabul edildiği, davacının talebi üzerine bu yanlışlığın giderildiği ancak bu sefer davacının üç ay üst üste yapıldırma taksidini ödemediği gerekçesi ile yapılandırmanın iptal ettiği, davacının yapıldırmasının geçerli olduğunun tespiti istemi ile açtığı davada İş Mahkemesi'nin k sayılı 28.04.2009 tarihli kararı ile “davacının 01.01.1995-30.06.2003 tarihleri arasındaki dönemde isteğe bağlı sigortalılığı ile borçlarını ödemesine ilişkin yapılan yapılandırma sözleşmesini iptal eden Kurum işleminin iptaline” karar verildiği ve kararın 03.05.2010 tarihinde onanarak kesinleştiği, davacının yapılandırma borcu kapsamında 14.02.2011 tarihinde 7900 Lira ödeme yaptığı, davalı Kurumun bu ödemenin 01.11.1995-28.02.2000 tarihleri arasındaki sigortalılık süresine karşılık geldiğini kabul ettiği, ayrıca davacının 30.06.2003 tarihi ile borcun ödeneceği tarih arasındaki dönemde yasal faizden sorumlu tutulduğunun 23.07.2012 tarihli Kurum yazısından anlaşıldığı, davacının 21.06.2012 tarihli tahsis talebinin toplam 4007 gün sigortalılık süresi bulunmakla yaşlılık aylığı şartlarını taşımadığından reddedildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, davalı Kurumun hatalı işlemi neticesinde davacının yapılandırmasının iptal edildiği, yukarıda sözü edilen kesin hüküm ile de yapılandırmanın geçerli olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar kesinleşen kararda bu yönde bir hüküm bulunmasa da davalı Kurumun kendi hatası ile yapılandırmayı iptal ederek davacıyı faizden sorumlu tutması kabul edilemez. Bu durumda davacının yapılandırma talep tarihi itibariyle ne kadar yapılandırma borcunun bulunduğu davalı Kurumdan sorularak yasal faiz işletilmeksizin mevcut borcunu ödemesi halinde yapılandırma kapsamındaki sigortalılık süresinin geçerli kabul edilmesi ve yaşlılık aylığı şartlarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.