MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVACI-KARŞI DAVALI : ... Vek. Av. ... DAVALI-KARŞI DAVACI Davacı-Karşı davalı yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle tahsiline,Davalı-Karşı davacı Kurum ise davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davacı-karşı davalının davasının kabulüne, davalı-karşı davacı Kurumun davasının reddine karar vermiştir.Hükmün, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 506 sayılı Yasa'nın 60.maddesinin C-b bendine göre 01.11.2003 tarihinden itibaren aldığı yaşlılık aylığının iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği 2007/5.ayından itibaren yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.Birleşen dosyada, davacı Kurum itirazın iptalini talep etmiştir.Mahkemece, asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; III.derece vergi indiriminden yararlandığından davacıya 506 sayılı Yasa'nın 60.maddesinin C-b bendine göre 01.11.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, 13.10.2006 tarihli soruşturma raporu uyarınca davacının kontrol muayenesine tabi tutulduğu, Hastanesinin 07.02.2007 tarihli sağlık kurulu raporunun alındığı, bu rapor uyarınca değerlendirme yapan gelir idaresi başkanlığının 06.04.2007 tarihli kararı ile davacının çalışma gücü kayıp oranının %36 olarak belirlendiği ve davalı Kurum tarafından davacının aylığının 2007/5.ayı itibariyle iptal edilerek ödenen aylıkların iadesini istediği, 10.06.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu 3.ihtisas Kurulu raporuna göre; davacının 16 temmuz 2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında %47.98 oranında çalışma gücü kaybı olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 31/1. maddesinde; çalışma gücünün asgari % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılarak aynı maddenin 2. fıkrasındaki oranlarda indirime gidileceği, 31/son maddesinde ise sakatlık derecelerinin tespit şekli ile uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarınca bu konuda müştereken hazırlanacak bir yönetmelik ile belirleneceği düzenlenmiştir. .../....Bunun yanı sıra belirtmek gerekir ki, kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu'nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu'na giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Somut olayda; gelir idaresi başkanlığının 06.04.2007 tarihli kararı ile çalışma gücü kayıp oranı %36 olarak belirlenen davacının Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulu tarafından % 47.98 oranında çalışma gücünden kaybettiği tespit edilmiş olup davacının maluliyet oranı hakkındaki çelişki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'dan alınacak rapor ile giderilmeden karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; davacının maluliyet oranının tespiti bakımından dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.