Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13329 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 10385 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Bandırma 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/05/2006NUMARASI: 25-167Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2- Dava, iş kazası sonucu beden güçkaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücret ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda davacı olay tarihinde 33 yaşında olup duvar sıvası ve BTB yapıştırma işi yaparken iş kazası geçirmiştir. İşin özelliği ve niteliği gereği yapılması ustalık gerektiren bir iş olduğundan davacının gerek yaşı, gerek iş kıdemi gerekse yaptığı işin özelliği gereği usta olduğunun kabulü gerekirken mahkemece, sigorta müfettişi tarafından hazırlanan raporda davacının boya badana işçisi olduğuna ilişkin yapılan belirlemenin dayanağının bulunmadığı gözetilmeksizin davacının usta yardımcısı olduğunun kabulü ile bilirkişi raporunda usta yardımcısı ücretine göre yapılan hesaplama esas alınarak hüküm kurulmuş olması isabetsiz olmuştur.Maddi zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan, hakim bu hususu re'sen nazara almakla yükümlüdür. Diğer yandan dava hukuksal niteliği itibariyle sigortaca karşılanmayan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Bu nedenle, hak sahiplerinin zararı belirlendikten sonra mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için hüküm tarihine en yakın tarihte yürürlükte bulunan katsayı ile hak sahiplerinin gelirlerindeki artışları saptamak suretiyle tazminattan indirilmesi gerektiği açıktır. Somut olayda mahkemece 12.05.2006 tarihinde hüküm kurulmuş, hükme dayanak alınan 22.09.2003 tarihli raporda ise sigortalının ücreti asgari ücrete oranlanmak suretiyle tesbit edilmiş, bulunan maddi zarardan S.S.K.'ca 13.03.2006 tarihinde bildirilen peşin sermaye değeri düşülmek suretiyle maddi tazminat miktarı saptanmış, raporun tanzim tarihinden sonra hüküm tarihine kadar asgari ücret birkaç defa değişmiştir.Hal böyle olunca hükme dayanak alınan hesap raporunun yukarıda açıklanan ilkeleri içermediği görülmektedir.Mahkemece yapılacak iş; İnşaatçılar Odasından emsal sıva ve B.T.M. ustasının olay tarihinden itibaren alabileceği günlük veya aylık net ücretini her yıl için ayrı ayrı sormak; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak davacının maddi zararını yeniden belirlemek ve belirlenen bu maddi zarardan 4447 sayılı Yasa'nın Ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanan peşin sermaye değeri indirilmek suretiyle sonuca gitmektir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.