Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13281 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20973 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi : 2-... Vek.Av. ... Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.03.1993-08.08.2011 tarihleri arasında çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin tespitine ve eksik primlerinin ödenmesine bu hizmetlerinin diğer hizmetlerle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalı işyerinde 01/03/1993 tarihinden 08/08/2011 tarihinde kadar çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin tespiti ile davalı işveren yanında 01/03/1993 tarihinden 08/08/2011 tarihine kadar çalıştığı süre zarfında eksik yatırılan primlerin faizi ile birlikte davalı işveren tarafından davalı Kuruma yatırılması, tüm sigorta hizmetlerinden faydalandırılması ve bu hizmetlerin diğer hizmetler ile birleştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleşen. İş Mahkemesinin Karar sayılı kararına esas olan dava konusu dönemle ilgili davacı ücretine göre dosya kapsamına uygun bilirkişi Tarafından verilen 02/06/2015 tarihli rapor kapsamına göre, davacının davasının kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/03/1993 tarihi olarak tespitine, davacının prime esas kazançlarının bilirkişi tarafından verilen raporun 2 numaralı sütununda 1.75 ilama göre oluşan farka göre hesaplanan (sigortalı prime esas kazançlarına göre, eksik yatırılan primlere davalı işveren ltd. Şirketi tarafından tamamlanmasına ve yatırılmasına,) 01/03/1993-24/08/2011 tarihleri arası dönem sigortalının prime esas kazancın tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/02/1993 tarihinden itibaren davalı işyerinden hizmet bildiriminin yapılmaya başlandığı, 2001-2008 dönemine ilişkin olarak davacı tarafından imzalanmış ücret bordrolarının bulunduğu, 2009-2010-2011 yılları bakımından da hesap ekstresinin sunulduğu, söz konusu belgeler ile davacının Kuruma bildirilen prime esas kazanç miktarlarının birbirleri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.1- Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacının dava açma hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Hukuki yarar bir dava şartı olup, mahkeme dava şartlarını resen incelemekle görevlidir. Dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yok ise, davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir.Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)'nin 6. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü" nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kölüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.Somut olayda, davacının 01/02/1993 tarihinden itibaren davalı işyerinden bildirimleri yapıldığından davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/03/1993 tarihi olarak tespitinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.2- Dosyada, davacının Kuruma bildirilen prime esas kazançları ile uyumlu olarak düzenlenmiş ve davacı tarafından imzalanmış ücret bordroları bulunmaktadır. Bu belgelerin düzenlenmesinden uzun süre sonra geçerli olmadığının iddia edilmesi mümkün değildir. Davacı tarafından bu belgelerin aksini kanıtlayan eşdeğer yazılı bir belge de sunulmamıştır. Ayrıca, bankadan kredi almak amacıyla düzenlendiği anlaşılan 18/11/2009 tarihli belgenin de davacının gerçek ücretinin tespiti bakımından yazılı belge niteliğinde olmadığı gibi, işçilik alacakları dosyasında emsal ücret araştırması ile tanık beyanlarına dayanılarak tespit edilen ücretin de prime esas kazanca esas teşkil edecek gerçek ücretin tespitinde bağlayıcılığı bulunmamaktadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...'ye iadesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.