Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13272 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15454 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalı kurum vekillerince ve dahili davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 15/08/2004-05/07/2011 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, duruşmanın 22/01/2015 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile,“Davanın kısmen kabulüne, Kurumda 2 5610 08 08 1055067 034 23-60 sicil sayılı dosyada işlem gören ...'a ait işyerinde;01.01.2006-14.04.2006 tarihleri arasında 103 gün günlük 17,70 TL brüt ücretle;13.09.2007-30.10.2007 tarihleri arasında 47 gün günlük 19,50 TL brüt ücretle;01.09.2008-10.10.2008 tarihleri arasında 39 gün günlük 21,29 TL brüt ücretle;01.01.2009-30.06.2009 tarihleri arasında 180 gün günlük 22,20 TL brüt ücretle;01.07.2009-28.10.2009 tarihleri arasında 119 gün günlük 23,10 TL brüt ücretle; çalıştığının tespitine, Kurumun 2002 56100808 1142455 03423-51 sicil sayılı dosyada işlem gören ...'a ait iş yerinde 26/06/2011 - 30/06/2011 tarihleri arasında 4 gün günlük 26,55 TL brüt ücretle, 01/07/2011 - 05/07/2011 tarihleri arasında 4 gün günlük 27,96 TL brüt ücretle, çalıştığının tespitine,” denilmek suretiyle hüküm tesis edilmiş, gerekçeli kararda ise,“Davanın KISMEN KABULÜNE, 1.452,00 TL net kıdem tazminatının akdin fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte,401,57 TL net yıllık ücretli izin alacağının 31/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, %30 hakkaniyet indirimi üzerinden hesap edilen 1.530,00 TL net fazla mesai ücret alacağının 100 TL'sinin dava kalanın ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” denilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.Ayrıca, davacı vekili ve davalı ... vekili kararın tebliğinden sonra kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu belirterek tavzih talebinde bulunmuş ve mahkemece 23/06/2015 tarihli tavzih kararı ile hüküm fıkrasının dosya ile alakasının olmadığı ve sehven kopyalandığı belirtilerek tefhim edilen kısa karar yazılmak suretiyle hükmün tavzihine karar verilmiştir.Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 22/01/2015 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, tavzih yapılarak hükmün düzeltilmesi de mümkün değildir. Öte yandan konuyla ilgili 10/04/1992 günü ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekili, davalı Kurum vekili ve davalı ...'ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde dahili davalı ... 'a iadesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.