Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13256 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20542 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, emekli maaşının kesilmesi ve sağlık güvencesinin kaldırılmasına ilişkin işlemin iptaliyle kesilen maaşının kesildiği tarihten itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının durdurulması ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafın davasının kabulü ile davalı kurum tarafından davacının emekli maaşının kesilmesi ve sağlık güvencesinin kaldırılmasına ilişkin kurum işleminin iptali ile davacının kesilen maaşının kesildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte geri bağlanmasına, karar verilmiştir. Somut olayda, davacı ve eşi 16/05/2002 tarihinde boşanmışlardır. Davacıya babası nedeniyle yetim aylığı bağlanmıştır. 31/03/2011 ve 29/09/2011 tarihli Kontrol Raporlarında yer alan, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı başlangıç tarihi itibariyle kesilerek, Kurumca, yapılan ödemeler borç kaydedilmiştir.Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. 31/03/2011 tarihli Kontrol Raporunda yapılan çevresel soruşturmada davacı ve boşandığı eşinin beraber yaşadıklarının tespit edildiği, 29/09/2011 tarihli Kontrol Raporunda ise kolluk vasıtasıyla araştırma yapıldığı, davacının oturduğu belirlenen ... Mah. Küçükçekmece adresinin davacının boşandığı eşinin kayıtlı adresinin olduğunun ve davacının sistemde kayıtlı ... adresini ise bildirimsiz olarak terk ettiğinin tespit edildiği bildirilmiştir. Somut olayda, davacının boşandığı eşinin sistemde kayıtlı adresinin 2007 ... kayıtlarına göre ... Mah. ... olduğu, 29/09/2011 tarihli Kontrol Raporunun ekinde bulunan kolluk araştırması ile davacının bu adreste oturduğunun tespit edildiği, davacının sistemde kayıtlı adresi olan ... ... adresinde yapılan kolluk araştırmasında söz konusu adreste 2009-2011 yılları arısında davacının oğlu ve ailesinin kiracı olarak oturduğunun, davacının bu adresi bildirmek için bir kez geldiğinin ve kaydını yaptırdıktan sonra bir daha gelmediğinin, çevreden ve komşulardan davacının bu adreste oturduğuna dair bilgiye ulaşılamadığının tespit edildiği anlaşıldığından 31/03/2011 ve 29/09/2011 tarihli Kontrol Raporlarında tespit edilen hususlar da dikkate alındığında davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.