Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13228 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 14822 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Çorlu İş MahkemesiTARİHİ: 28/11/2005NUMARASI: 725-936Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalılardan Tr. Eğitim Hiz. A.Ş, S.Z. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.vekilleri ve Ö. Çelik Yap. İnş. Tic. San. Ltd. Şti. sorumlusu tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Olayda hüküm 28.11.2005 tarihinde temyiz edenlerden Y.O.’ın yüzüne karşı tefhim edilmiş temyiz ise 29.08.2006 tarihinde vuku bulmuştur. Şu duruma göre davalı Y.O. yönünden davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir. O halde, 1.6.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak davalı Y.O.’ın temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz eden diğer tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin Peşin Sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşürülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş yerleşmiş, görüşlerindendir. Bu bakımdan, davanın niteliği göz önünde tutularak öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise, bildirilen miktarın, tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön, hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine; gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurması gelir bağlanmaması halinde ise bu konuda dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada, 506 sayılı yasanın 24.maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda; hak sahibine, gelir bağlanmayacağı giderek, hak sahibinin, destekten yoksun kalma tazminat isteme hakkına sahip olmayacağı açık-seçiktir. Somut olayda, hak sahibi anne ve baba yönünden yukarıda açıklanan doğrultuda, inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır. 3-Tarafların hal ve mevkiine, kusur oranlarına, olayın oluşuna, ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte hükmedilen tazminat miktarına göre; olayda, Borçlar Kanununun 43. ve 44. maddelerinin uygulanması isabetli değildir.Kabule göre ise; Davacının hesaplanan tazminatından kanuni ve takdiri nedenler indirildikten sonra en son SSK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin indirilmek suretiyle tazminata hükmetmek gerekirken belirlenen tazminattan önce SSK tarafından bağlanan peşin sermaye değeri indirimi en son % 20 hakkaniyet indirimi yapılması usul ve yasaya aykırıdır.4-Maddi tazminatın reddi, davacıya ödenen gelirlerin peşin sermaye değerlerinde yargılama sırasında meydana gelen artışlardan kaynaklandığından, reddedilen maddi tazminat miktarı için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yanlıştır. Davacılardan herbiri yararına ve aleyhine maddi ve manevi tazminat davaları için ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplanması gerekirken tek kalemde ve tüm davacılar için birlikte vekalet ücreti hesaplanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirO halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edelere iadesine, 27.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.