Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13199 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26123 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının ve birleşen dosyanın davacıları olan sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının, eşinin ve çocuklarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Mahkemece 09.10.2014 tarihli celsede 'maddi tazminat davası yönünden hesap bilirkişisi raporunda aylık kazancın 700,00 TL olarak tespiti ile yapılan hesaplama sonucu belirtilen miktarla sınırlı olarak davanın kabulü ile 22.396,38 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine; manevi Tazminat davası yönünden (...İş Mahkemesinin 2011/747 Esas, 2013/128 Karar sayılı birleşen dava dosyası); her bir davacı yönünden davanın kısmen kabulü ile ; 25.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı eş ...'ya verilmesine, 7.500,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı oğlu...'ya verilmesine, 7.500,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kızı...'ya verilmesine' şeklinde hükmün tefhim edildiği; oysa ki 2011/901 esas 2014/540 karar sayılı ve 09/10/2014 tarihli gerekçeli kararda 'maddi tazminat davası yönünden davanın kabulü ile, 22.396,38 TL maddi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve manevi tazminat davası yönünden her bir davacı yönünden davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 7.500,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı...'ya verilmesine, 7.500,00 TL manevi tazminatın 09/06/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı...'ya verilmesine' karar verilmiştir. Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olup sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa, son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu yukarıda belirtildiği gibi zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, konuyla ilgili 10.04.1992 günlü ve 991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Somut olayda; mahkemece tefhim edilen kısa kararda maddi tazminat bakımından faize hükmedilmemişken gerekçeli kararın hüküm bölümünden maddi tazminat bakımından kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Yapılacak iş; tarafların iddia ve savunmalarına dayanak tüm delilleri toplandıktan sonra dosyadaki tüm bilgi, belge ve deliller bir bütün halinde değerlendirilerek HMK’nun 297. ve devamı maddeleri gereğince(HUMK'nun 388. maddesi) tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasındaki çelişkiyi giderecek bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde çelişkili karar oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.