Mahkemesi : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih : 19.1.2006 No : 217-1Davacı murisinin davalı işveren nezdinde 15,8,1994-31.10.1994 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, murisi E.T.'in davalı işveren yanında 15.08.1994-31.10.1994 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tesbitini istemiş, Mahkeme yazılı gerekçelerle istemin reddine karar vermiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının murisinin davalı işverene ait işyerinde 15.08.1994 tarihli giriş bildirgesi ile çalışmaya başladığı, 1994 yılının 2. döneminde10 gün (Ağustos ayında 10 gün),1994 yılının 3. döneminde 20 gün (Eylül ayında 10 gün, Ekim ayında 10 gün) olmak üzere toplam 30 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği ve davalı işyerinden çıkış bildiriminin de yapılmadığı görülmüştür.Yasal dayanağı 506 Sayılı Yasa'nın 79/10. maddesi olan bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir.Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge ve yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Bu tür kanıtların bulunmaması halinde davalı işyerine ait dönem bordrolarından tesbit edilecek tanıkların beyanlarına başvurulması, bu olmadığı takdirde de davalı işyerine komşu işyerlerinin ve çalışanlarının bilgilerinden faydalanmak yoluyla sonuca gidilmesi mümkündür.Mahkemenin yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplandığı davalı işyerinde başka çalışan bulunmadığından, zabıta yoluyla tesbit ettiği komşu işyerleri tanıklarının beyanlarına başvurduğu ancak tanıklardan bir kısmının sürekli çalışmayı açıkça belirtmeleri ve davalı işveren tarafından da aralıksız çalışmanın kubul edildiği dikkate alınmaksızın istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece bu olgular gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.