Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13039 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21119 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 03/09/1999-10/07/2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 03/09/1999-10/07/2010 tarihleri arasında okulların açık olduğu tarihlerde Okulunda geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. .../...Somut olayda, davacının 18/03/2010-10/07/2010 tarihleri arasındaki çalışmasının Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ait sicil sayılı işyerinden bildirildiği anlaşılmakta ise de, hizmet döküm cetvelinin bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğu, Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı tarafından davacıya 1999-2011 yılları arasında çeşitli tarihlerde nakdi yardım yapıldığı, Mahkemece davacının okuldaki çalışmasının Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı'ndan aldığı maddi yardım nedeniyle vicdanını rahatlatmak amacıyla yapılan işler olduğu, hizmet ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen bir kimsenin Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfından ücret alıp okulda çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu göz önüne alınmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş, öncelikle davacının hizmet döküm cetveli ekli şahsi sicil dosyasını davalı Kurumdan istemek, ihtilaflı süreye ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız bordro tanıklarını saptayarak bunların bilgilerine başvurmak, ihtilaflı dönemde görev yapan,müdür,amir,yönetici,öğretmen gibi kişileri tespit ederek davacının çalışmasının niteliği,süresi ,gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde beyanlarını almak suretiyle tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, dinlenen tanık ...'ın davacının 7-8 yıl boyunca sabah 08:00-14:00 arasında çalıştığı yönündeki beyanı da göz önünde bulundurulduğunda davacının çalışmasının kısmi zamanlı bir çalışma olup olmadığını araştırmak, davacının hangi tarihler arasında ve haftada kaç gün ve günde kaç saat davalı ...'na ait işyerinde çalıştığı hususunu açıklığa kavuşturmak için tanık beyanlarına başvurmak, giderek haftalık ve aylık çalışma sürelerini tespit etmek, çalışmanın kısmi zamanlı olduğunun anlaşılması halinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususunu açıkça saptanmak ve çıkacak sonuca göre davacının davalı ...'na bağlı işyerinde çalışma süresini tespit etmekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.