Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13035 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22365 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi 2-... Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.06.1987-30.07.1987 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespitiyle sigorta başlangıç tarihinin 01.06.1987 olduğuna ve diğer hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalıya ait işyerinde 01/06/1987-30/07/1987 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 01/06/1987 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir. İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.Somut olayda, dosya kapsamında işe giriş bildirgesi bulunmasa da davacının temyiz dilekçesine ekli davacı adına düzenlenmiş 01/06/1987 tarihinde sicil sayılı bina inşaatı işyerinde işe girdiğine ilişkin bildirgenin 29/06/1987 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği görülmektedir.Yapılacak iş, davacı adına düzenlenmiş 01/06/1987 tarihinde sicil sayılı bina inşaatı işyerinde işe girdiğine ilişkin bildirgenin Kurum kayıtlarına intikal edip etmediğini araştırmak, işe giriş bildirgesinin varlığı halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceğinden işin esasına girilerek dönem bordrolarında kayıtlı tarafsız tanıklar tespit edilerek bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.