MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra (Hukuk) MahkemesiTARİHİ: 30/11/2006NUMARASI: 2006/1099-2006/1666Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık 3. kişinin takip hukukuna dayalı istihkak davasına ilişkindir.Haciz 20.09.2005 tarihinde davacı 3.kişinin yokluğunda yapılmıştır.Dairemiz bozma kararında davanın süre yönünden reddi gerektiği gerekçe yapılmışsa da haczin bildirilmesine ilişkin 29.09.2005 tarihli İcra Müdürlüğü kararı davacı 3.kişi A.Gıda Ltd.Şti işcisi Ş.D. imzasına 22.03.2006 tarihinde tebliğ edildiği ancak şirket çalışanına yapılan bu tebligatın geçersiz olduğu açıkça ortadadır. Tüzel kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğünün 17. ve 18. maddelerinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. Tebligat Kanununun 13. ve Tebligat Tüzüğün??n 18. maddesi uyarınca tüzel kişiliği bulunan kurum ve kuruluşların öncelikle yetkili temsilcilerine, bunların tebliğ sırasında bulunmaması halinde bu yerin temsilcilerinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi özellikle tebliğ ve benzeri işlerde evrak almaya yetkili kılınan bir kişi varsa ona tebligat yapılır. Evrak almaya yetkili bir kişi varken o yerde çalışan herhangi birine tebligat yapılamaz. Ancak evrak müdürü veya yetkilisi de bulunmadığı takdirde tebliğ mazbatasında bu durum tesbit edilerek o yerdeki diğer memur veya çalışana tebliğat yapılabilir.Anılan yasal düzenlemelere uygun davranılmadığı anlaşılmakla yasal sürenin işlemeye başlamadığının kabulu gerekir.Davacı 3.kişinin karar düzeltme isteğinin bu noktada yerinde olduğu ve davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiğinden Dairemizin 22.01.2008 tarihli kararının maddi hataya dayalı olduğu görülmekle bu kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.Ne varki alacaklının temyiz itirazları incelendiğinde cevap dilekçesinde ve ileri aşamalarda borçlu ile davacı 3.kişi arasındaki ilişkinin danışığa dayalı ticari işletme devri niteliğinde bulunduğu ileri sürülmektedir.Nitekim davacı 3.kişinin bir başka takip alacaklısı Özcan Bayrak aleyhine açmış olduğu istihkak davası Fatih İcra Mahkemesinin 2004/802 E,2005/55K. sayılı 02.02.2005 tarihli kararı ile borçlu ve davacı 3.kişi arasındaki ilişkinin danışıklı iş yeri devri olduğu tesbit edilerek reddedilmiştir.Dosyada yer alan 11.12.2003 tarihli sözleşmeden borçlunun haciz adresinde faaliyette iken bu sözleşme ile davacı 3.kişiye haciz uygulanan iş yerini devrettiği açıkça ortadadır.Bu nedenle haciz uygulanan Kağıthane Sanayi mahallesi, Sultan Selim Caddesi, Merkez camii yanı ile bu adresle ilgisi olmayan borçlunun faaliyette bulunduğu davacı 3.kişi tarafından iddia edilen Kağıthane Sanayi Mahallesi Defne sokak No:16/13 adresinin aynı yer olmadığı gerekçe yapılarak davanın kabulünde isabet yoktur. Mahkemece yapılacak iş borçlunun haciz uygulanan iş yerini davacı 3.kişiye devrinin danışıklı iş yeri devri niteliği taşıyıp taşımadığı taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.O halde, davalı alacaklının mahkemenin 30.11.2006 tarihli kararına yönelik bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 2007/1766 E, 2008/778 K. sayılı 22.01.2008 günlü bozma kararının kaldırılmasına mahkemenin 30.11.2006 tarihli kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (Alacaklı) iadesine, 03.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.