MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30.06.2004-09.11.2013 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 30.06.2004 ile 09.11.2013 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının davalı işveren ... Ür.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti ne ait 1158326.035 sicil sayılı işyerinde 30.06.2004-09.11.2013 tarihleri arasında hizmet akdi ve asgari ücretle toplam 3369 gün çalıştığının ve bu çalışmasının diğer davalı ...'na bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren adına tescilli 1158326 sicil numaralı işyerinin 28.01.2000 tarihinde kanun kapsamına alındığı,davalı işverence davacı adına işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacının tespiti istenen dönemde davalı işyerinden bildirilen hizmeti bulunmadığı,dönem bordrolarının dosyada bulunduğu , dinlenen tanıkların bir kısmının bordro tanığı olduğu, ancak bunların beyanının tespiti istenen dönemin tamamı bakımından karar vermeye yeterli olmadığı ,davacıya ait kredi kartı hesap ekstrelerinin 04.11.2009 tarihinden itibaren davalı işyeri adresine gönderildiği,01.06.2014 tarihli portör taramasına ilişkin yazıda, 11.01.2013 tarihinde davalı şirketten gelen talep üzerine 66 çalışanın sağlık taraması yapıldığı,bunlar arasında davacının da olduğunun bildirildiği,09.11.2013 tarihli şüpheli ifade tutanağında işyerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle ifadesi alınan davacının 9,5 yıldır işyerinde aşçı ve çaycı olarak çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda,davacının 2009 tarihinden sonraki çalışması toplanan delillere göre sabitse de, 2009 öncesi döneme ilişkin çalışması konusunda yeterli araştırma yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, 2004-2009 dönemine ilişkin olarak, bu dönemde bordroda kayıtlı, tarafsız bordro tanıkları tespit ederek beyanlarını almak, tanıkların hizmet cetvellerini getirtmek , ... Kurumu, zabıta ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları ve işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek beyanlarını almak ve çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ...Ürünleri İç Ve Dış Ticaret Ltd Şti'ne iadesine 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.