Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12946 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21396 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar ... Kurumu ve ... Gıda Üzüm İşl. Ltd. Şti vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacının 01.10.1991 – 1997/11. ay arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işveren ... ve .. Tic.Ltd.Şti.ne ait 290505.35 sicil sayılı işyerinde; 15.10.1991 – 25.03.1995 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak 1.242 gün çalıştığı, 569 günlük çalışmasının ikincil işveren ...’e ait 295859.35 sicil sayılı işyerinden Kurum'a bildirildiği, asgari ücretli 673 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine, fazla isteğin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 295859.35 sicil numaralı ... Ürünleri ve Toprak Ürünleri Tic. unvanlı işyerince 15.10.1991 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği ve davacının 15.10.1991 tarihinden itibaren 35 günlük, 1992/1. dönemde 60 günlük, 01.06.1994 – 31.12.1994 ve 15.02.1995 – 25.03.1995 tarihleri arasındaki hizmetlerinin söz konusu işyeri tarafından davalı Kurum'a bildirildiği, bu işyerinin 1991/3 – 1997/1. dönem arasındaki bordrolarının dosya arasında bulunduğu, davacının 02.10.1996 – 22.04.1999 tarihleri arasındaki hizmetlerinin ise ... Kuru Meyve San...A.Ş. tarafından davalı Kurum'a bildirildiği, bordro tanıkları tarafından; davacının ...'in elemanı olduğunun, ücreti bu kişinin ödediğinin, üzüm kasalarını indirdiklerinin, indirdikleri malzemeye göre para aldıklarının, ancak çalışmalarının ... ve ... Ltd. Şti.'nde geçtiğinin beyan edildiği, davacı tanıkları tarafından da ...'in davalı şirkete yemek, servis ve hamallık hizmeti verildiğinin beyan edildiği, zabıta tarafından komşu işyerlerinin tespit edildiği, ancak tanık ismi bildirilmediği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 4. maddesinde; bu Yasa'nın uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin "işveren" olduğu bildirilmiştir. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır Somut olayda; davalı şirket ile ... arasında alt-üst işveren ilişkisi olup olmadığı değerlendirilmeden ve davacının çalışmalarının hangi işveren yanında geçtiği hususunda hükmün infazında tereddüt oluşturak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davalı şirket ile ... arasında alt-üst işveren ilişkisi olup olmadığını değerlendirmek, davacının çalışmalarının hangi işveren yanında geçtiğini tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlemek ve davalı şirketin üst işveren olduğu anlaşılır ise üst işveren aleyhine hüküm kurulamayacağını da dikkate alarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekili ile davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ...'ne iadesine 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.