Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12927 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17670 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVALILAR : 1-.... 2-... 3-...Davacı, iş kazası sonucu maluliyuetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş görmezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, Davalı ... yönünden davanın reddine, Diğer Davalılar yönünden davacının maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 120.319,99 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... yönünden dava tarihinden işleyecek faiz ve poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 22.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı işçinin sürekli iş göremezlik oranının % 47,2 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, davacı işçinin % 20, davalı işverenin % 70 ve davalı ...’nın %10 oranında kusurlu bulunduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. Somut olayda, davacının iş yeri kayıtlarındaki ücretinin asgari ücret olarak gösterildiği anlaşılmakla birlikte; davacının plastik kalıp operatörü olduğu hususunda uyuşmazlık konusu değildir. Dosyada emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılmadığı gibi, davacının yaptığı iş dikkate alındığında olay tarihinde asgari ücret aldığının kabulü de hakkaniyete aykırıdır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, davacının maddi tazminat talebi bakımından kazalı işçinin olay tarihinde yaptığı plastik kalıp operatörlüğü işine göre bu nitelikteki birinin asgari ücret ile çalışmayacağı da kabul edilerek, TUİK’dan kazalının alabileceği ücreti sormak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretine göre davacınn maddi zararını yeniden hesaplamak, tüm delilleri bir arada gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettirO halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.