Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12919 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9883 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacılar, ... Şoförler ve Otomobilciler odasındaki kayıtları geçerli kabul edilerek Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacıların temyizine gelince; dava, müfettiş raporuna dayanarak oda kaydı geçersiz kabul edilen davacıların yaşlılık aylıklarını iptal eden Kurum işleminin iptali, yaşlılık aylığına hak kazandıklarının ve borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece “-Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., yönünden davanın ayrı ayrı Reddine; -Davacılardan ...yönünden davanın Kısmen Kabulü ile davacı tarafın emeklilik aylığının kesilmesine ilişkin işlemin İptaline; davacının 07/03/1999 tarihi itibariyle emekli aylığına hak kazandığından 44.048,65 TL davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine; davalı kurumca kesilen yaşlılık aylığının her birine ödeme tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bu talep için fazlaya ilişkin taleplerinin Reddine”, karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davalı Kurum tarafından meslek odası kaydı geçersiz kabul edilen davacıların iptal edilen yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadıkları ve bunun sonucunda davalı Kuruma borçlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır. 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddede; “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.” hükmü getirilmiştir. Davacıların birlikte dava açıp açamayacakları hususu üzerinde de durmak gerekir. Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun, bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasının öngördüğü durumdur. 6100 sayılı HMK'nın 57.maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığı, 59.maddesinde ise mecburi dava arkadaşlığı düzenlenmiştir. Somut olayda davacılar arasında ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Davacılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı gözetilerek 6100 Sayılı HMK'nın 167. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi gerekirken birlikte görülerek karar verilmesi hatalıdır. Bunun yanı sıra yargılama sırasında yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddenin davacılar lehine düzenlemeler getirdiği, söz konusu yasal düzenleme gereğince davacıların iptal edilen sigortalılık sürelerinin başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılması ve buna göre yaşlılık aylıklarının da kesildiği tarihten itibaren bağlanması söz konusu olacağından sözü edilen yasal düzenlemenin değerlendirilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Yapılacak iş, her bir davacı yönünden davaların tefrikine karar vermek, davacıların yaşlılık aylığı şahsi sicil dosyalarını getirtmek, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler uyarınca değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.