MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi borçlarından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacının yönetim Kurulu üyesi olduğu, ... ve Pazarlama A.Ş.’nin 2009/11106, 2009/11107, 2009/11108 takip sayılı dosyalarında takip edilen, 2004/12, 2006/12, 2007/1, 2, 3, 8, 9, 10, 11, 12, 2008/1 ve 2. dönemlerine ilişkin prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi borçlarından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece ilk olarak; 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin 11.06.2013 Tarih ve 2012/5762 esas, 2013/12253 karar sayılı kararı ile mahkemece; davacının, borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığının araştırılması gerektiği, bahsedilen şekilde yetkili kişilerden olduğunun tespiti halinde şimdiki gibi, aksi halde davanın süresinde olduğunun kabulünün gerekeceği belirtilerek bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece son olarak; ... İl Müdürlüğü tarafından 2009 / 11106 – 11107 – 11108 sayılı icra dosyaları nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali ile davacının takip konusu borçlardan dolayı davalı Kurum'a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dairemizin anılan bozma kararı öncesi dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 21.11.2006 tarihinde şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, atamanın ... Gazetesi’nde ilan edildiği, dava konusu borcun 2004/12, 2006/12, 2007/1, 2, 3, 8, 9, 10, 11, 12, 2008/1 ve 2. dönemlerine ilişkin prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi borçları ile gecikme zammından oluştuğu, 2009/11106, 2009/11107, 2009/11108 takip sayılı dosyalarında takip edilen Kurum alacağı ile ilgili davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 21.01.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 15.02.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bozma kararı sonrası ise davacı vekili tarafından; ...'nin 2013/263 esas sayılı kararı sunulmuş, davacının ortağı olduğu ... ve Pazarlama A.Ş.’nin davalı olduğu davada; “ 21.11.2006 tarihli ve davacının yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ” karar verildiği, kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 30.06.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dairemizin anılan bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkemece; her ne kadar ...'nin anılan kararı ile davacının, 21.11.2006 tarihli ve yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi nedeni ile yazılı şekilde karar verilmişse de; davacının yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığı araştırılmadan, davacının ortağı olduğu şirketin ödeme emirlerine konu döneme ilişkin tüm defter ve belgeleri incelenerek; fiilen yöneticilik yapıp yapmadığı belirlenmeden ve ...'nce yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilen 21.11.2006 tarihli ortaklar kurulu toplantısındaki usulsüzlükler nedeni ile ceza soruşturması yapılıp yapılmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.