Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12822 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21454 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, % 60 oranında malul kaldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren malullük aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava; davacının %60 oranında malul kaldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren malullük aylığına hak kazandığının tespitiyle davalı Kurum'un aksi yöndeki işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; ... Kurumu ... Kurulu'nun raporları esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 22.05.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından davacının ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderildiği ve söz konusu hastanenin 26.10.2011 tarihli raporunda; sol hemiparezi tanısı konulan davacının, Balthazard'a göre vücut fonksiyon kaybının %53,8 olduğu bildirildiğindan davalı Kurum'un 01.08.2012 tarihli yazısı ile davacıya; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre çalışma gücünün %60'ını kaybetmediğinin ve bu nedenle malul sayılmadığının bildirildiği, mahkemece dosyanın ... Kurumu'na gönderildiği ve ... Kurulu'nun 26.03.2014 tarihli raporunda; 11.10.2008 Tarih ve 27.021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğe'ne göre davacının beden çalışma gücünün en az %60'ını kaybetmemiş olduğunun, malul sayılamayacağının bildirildiği, yine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'nun 19.06.2015 tarihli raporunda; davacının, 03.08.2013 Tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre çalışma gücünün en az %60'ını kaybetmediğinin, malul sayılamayacağının bildirildiği anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi; “ Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum ... Kurulu'nca karara bağlanır. ” şeklinde düzenlenmiştir. Kural olarak; ... Kurulu'nca verilen karar ... Kurumu'nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından ... Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme ... Kurumu'na giderek ... Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda; ... Kurulu'nun görüşü alınmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda davalı Kurum ... Kurulu'ndan rapor almak, alınan rapor ... Kurulu'nun anılan raporları ile çelişir ise çelişkinin giderilmesi için ... Genel Kurulu'ndan rapor alarak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.