MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,2-Dava; davacının davalı işyerinde 15.05.1996 – 03.07.2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı yanında 01.11.1996 – 30.06.1998, 01.10.1998 – 01.09.1999, 01.07.2003 – 01.09.2003 ve 29.06.2009 – 03.07.2009 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava dilekçesi ile davalı olarak ... San. Ve Tic.Ltd. Şti. ve ...'ın gösterildiği, davacı adına söz konusu davalılarca düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı, davacının davalı şirkette geçen 20.02.1997 – 15.07.2009 tarihleri arasındaki kısmi çalışmalarının davalı Kurum'a bildirildiği, daval?? şirketin 01.09.1994 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacı tarafça; davacının ilk olarak davalı ... yanında çalıştığının, daha sonra işyerinin 1994 yılında şirket haline geldiğinin beyan edildiği, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığı ve anılan kararın gerekçesinde davacının “ davalılar ” yanında çalıştığının anlaşıldığından bahsedildiği halde hükümde “ davalı yanında ” denilmek suretiyle hüküm oluşturulduğu, bordro tanıkları tarafından davacının çalışmalarının doğrulandığı, davacının askerlik yaptığı tarihlerin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddenin. fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır ve davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.Öte yandan; taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre; medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanun'un 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.Somut olayda; mahkemece kararın gerekçe kısmında, davacının “davalılar yanında çalıştığının anlaşıldığı” belirtildiği halde, hüküm kısmında ise infazda tereddüt yaratacak şekilde; “davacının davalı yanında” denilmek sureti ile hüküm kurulması, davalı ... tarafından; işyerinin 1994 yılınında şirket haline geldiği iddia edildiği halde bu husus araştırılmadan ve bu itibarla davacının talep ettiği süre içerisinde hangi dönemde hangi davalı yanında çalıştığı ile davalı ...'a talep edilen dönem içerisinde husumet düşüp düşmediği belirlenmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece yapılacak iş; davalı ...'a ait işyerinin hangi tarihte şirket haline geldiğini araştırarak, talep edilen dönem içerisinde davalı ...’in gerçek işveren olup olmadığını belirlemek ve bu dönemde işveren olmadığı tespit edilir ise söz konusu davalı hakkında husumetten red kararı vererek hüküm kurmaktan ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin ve davalı ... vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... San.Ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.