MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, 27/02/1996-09/03/2005 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacı, bağ-kur kaydının iptaline ilişkin kurum işleminin yerinde olmadığını belirterek 27.02.1996- 09.03.2005 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tesbitini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne ilişkin verilen karar doğru görülmemiştir. 1479 sayılı yasanın 24/I-g maddesi uyarınca Anonim Şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının zorunlu Bağ-Kur sigortalısı oldukları; Yasanın 25/c maddesinde de, şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihte sigortalılıklarının sona ereceği belirtilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının ...Sanayi Anonim Şirketi’ne 16.09.1996 tarihinden itibaren ortak olduğu, şirketin kurucu üyesi olmadığı gibi şirket yönetim kurulu üyesi olarak görev de almadığı anlaşılmıştır. Söz konusu A.Ş. üyeliği kaydından dolayı 27.02.1996 tarihinden itibaren Kurum sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, Temmuz 1999 tarihinden itibaren prim ödemelerinin bulunduğu, davacının şirket yönetim kurulu üyeliği bulunmadığından 27.02.1996- 09.03.2005 tarihleri arasındaki bağ-kur kaydının iptal edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının anonim şirket kurucu ortağı ya da yönetim kurulu üyeliği bulunmadığından ve kurumun hatalı işleminin sigortalılık kazandırmayacağı da dikkate alındığında davalı kurum işleminin usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.