Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12782 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 22588 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Keşan Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ :15.07.2008 NUMARASI :Esas no:2008/612 Karar no:2008/706 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı, eşinin 26.06.2008 tarihinde öldüğünü, yasal mirasçı olarak kendisi ve iki çocuğunun kaldığını, mirasbırakanın ortak olduğu limited şirketteki hisselerin mirasçılara intikal ettiğini, bu hisselerin intikali işlemlerini yaptıracaklarını, mirasçılardan B. C.ın 1998 doğumlu olup ergin olmadığını, buna miras yoluyla intikal eden şirket hissesinin sevk ve idaresi için kayyım atanmasını istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne küçük B.C.a 3561 sayılı Yasa gereğince mal memurunun kayyım atanmasına karar verilmiş, kararı kayyım olarak atanan mal memuru temyiz etmiştir.3561 sayılı Yasaya göre, en büyük mal memurunun kayyım atanabilmesi için ; uzun süreden beri bulunamayan veya oturduğu yer bilinmeyen bir kimseye ait veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığını ispatlanamayan mirasçıya ait bir malvarlığının bulunması ve bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaatinin, bu malvarlığının resmen yönetilmesini gerektirmesi zorunludur. Bu koşullar bulunmadıkça bu yasaya göre mal memurunun kayyım tayini yoluna gidilemez. (3561 s.K.md.1-2) Olayda miras bırakanın ortağı olduğu şirketteki hisselerin mirasçılara intikali ve mirasçılar arasında ergin olmayan bir çocuk bulunduğuna göre şirketteki hisselerin idaresiyle ilgili olarak bu çocuğun yasal temsilcisi ile çocuğun menfaati çatışma halindedir. Öyleyse, yasal temsilci ile küçüğün menfaatleri çatıştığından Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince kayyım tayin edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.