Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1276 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4219 - Esas Yıl 2007
Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarih : 28.12.2006No : 624-1515 Davacı , yersiz tahsil edilen primlerin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının SSK’dan 01.03.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı halde ,davalı kurumun kendisini 31.08.1995-04.05.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalı sayarak bu döneme ilişkin primlerin fuzulen taksitlendirme yolu ile 3.571.25YTL olarak alınması sebebiyle, yersiz alınan bu primlerin faizi ile davalı kurumdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece,istem gibi davanın kabulüne karar verilmiş ise de ,varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelerden ,davacının 01.01.1980-31.081995 tarihleri arasındaki yalnız SSK’na tabi sigortalı süresi dikkate alınarak 01.03.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı mahkeme kararı ile tesbit edilerek .SSK’dan yaşlılık aylığı bağlandığı,1993 yılında limited şirket ortaklığı nedeniyle 16.08.1993 tarihi itibari ile Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği,bu dönem SSK’na tabi çalışması ile çakıştığından davalı kurumca 31.08.1995 olarak düzeltildiği, 07.11.2000 tarihinde limited şirket ortaklığından ayrıldığından bu tarih itibari ile Bağ-Kur sigortalılığına son verildiği .31.08.1995-07.11.2000 tarihleri arasındaki primlerinin 17.08.2001-30.01.2003tarihleri arasında tahsil edildiği anlaşılmıştırDavacı, 31.08.1995-07.11.2000 tarihleri arasında Limited Şirket ortağı olması nedeniyle 1479 Yasa'nın 24-1-d maddesi gereğince zorunlu Bağ-Kur sigortalısıdır.Belirtilen bu dönemde davacının çakışan bir sigortalılığı bulunmadığı gibi herhangi bir kurumdan yaşlılık aylığı da almadığından anılan maddenin II.c)fıkrasın kapsamına da girmemektedir.Davacı .bu dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğundan .sigortalı sayılan döneme ilişkin primlerini ödemek zorunda olduğu tartışmasızdır.Davacı, 1479 sayılı Yasa'nın 39.maddesi uyarınca primlerin iadesini ancak 60 yaşını doldurduğu tarihte davalı kurumdan isteyebileceğinden, dava tarihinde 60 yaşını doldurmamış olduğundan anılan madde kapsamında primlerin iadesi mümkün değildir. Öte yandan ,davacı Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı dönemde kurumun sağlık sigortası hizmetleri gibi hizmetlerinden yararlanarak ödediği primlerden de bu şekilde istifade etmiş olabileceği gibi halen Bağ-Kur sigortalılık süresinin 2829 sayılı Yasa gereğince birleştirmesini talep ederek bu süreyi yaşlılık aylığında değerlendirme imkanı da her zaman mümkündür.Bu nedenlerle , davalı Kurumca davacıdan haklı olarak tahsil edilen primlerin iadesi koşulları somut olayda gerçekleşmemiş olduğundan, mahkemece davanın reddi gerekirken,davalı kurumun sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği primlerin iadesi ile sorumlu tutulması şeklinde hatalı bir değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.O halde ,davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.