MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu uğradığı maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekili ile davalı ...... vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava,01.09.2005 tarihindeki iş kazası sonucu %4.2 oranında sürekli işgöremezliğe maruz kalan sigortalı ...'in maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece;iş gücü kaybından doğan 5.750,00TL maddi tazminatın,Kurumca karşılanmayan ulaşım ve tedavi giderinden doğan 2.120,00TL maddi tazminatın ve yine 15.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01.09.2005 tarihinden işleyecek yasal faizleri ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden,davaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği,iş kazasının oluşumunda %60 oranında davalı şirket,%20'şer oranında davalı ... ile davacı ...'in kusurlu bulunduğu,22.06.2011 tarihli hesap raporunda Dairemiz uygulamalarına da uygun düşecek şekilde davacının maddi zararının hesaplanması sırasında pasif dönem denilen emeklilik döneminide kapsar şekilde hesaplama yapıldığı,Mahkeme'nin karar gerekcesinden anlaşıldığı üzere pasif dönemin maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceği belirtilerek bu döneme dair hesaplanan 1.921,76TL'lik zararın toplam zarardan tenzil edilerek neticeye varıldığı anlaşılmıştır.Maddi tazminat davalarında, tazminat miktarı, işçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Başka bir anlatımla, işçinin günlük brüt geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut verilen nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise, 60 yaşa kadar yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacak, 60 yaşından sonrada bakiye ömrü kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yönteme başvurulmadan, her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Kuşkusuz, açıklanan tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşlılık aylığı almaya veya işçinin yaşı ve oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda da zarar hesabına pasif dönemin hesaba dahil edilmesi gerekir. İş kazası sonucu malul kalan işçinin aynı işinde çalışmaya devam etse dahi diğer işçilerden daha fazla çaba harcayacağı asıldır. 60 yaşından sonra elde edeceği yaşlılık aylığını da diğer işçilerden daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden yaşlılık aylığını aldığı dönemde de devam edecek olan maluliyeti nedeniyle zarara uğramadığı düşünülemez. Kaldı ki, sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığında meslek hastalığı ve iş kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmamakta tamamen uzun vadedeki sigorta kollarından ödenen primler sonucu aylık bağlanmaktadır. Bu nedenlerle 60 yaştan sonra bakiye ömrüne kadar (pasif dönemde) asgari ücret esas alınarak yapılması gerekir. Bunun yanında Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.Bu açıklamalardan olarak somut olayda,bilirkişi tarafından bulunan gerçek maddi zarardan pasif dönem zararı düşülmek suretiyle kalan miktara hükmedilerek pasif dönem zararı nazara alınmadan sonuca gidilmesi Dairemiz uygulamalarına göre doğru olmadığı gibi davacı yararına hükmedilen 15.000,00TL miktarlı manevi tazminat da fazladır.Ayrıca Kurumca karşılanmayan tedavi ve ulaşım giderleri kapsamında hükmedilen 2.120,00 TL miktarlı maddi tazminatın faiz başlangıçı bakımından,temerrüd tarihi belli ise bu tarihten değil ise dava tarihinde temerrüd gerçekleşeceğinden dava tarihinden işleyecek yasal faiz yerine haksız fiil tarihi olan 01.09.2005 tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi de hatalı olmuştur.O halde, davacı ve davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ...'a iadesine, 28/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.