Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12596 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5034 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitiyle aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava; davacının murisi olan eşinin 29.07.2009 – 12.08.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespiti ve davacının 06.03.2014 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davacının eşinin 29.07.2009 – 12.08.2011 tarihleri arasında davalı şirket bünyesindeki çalışmalarının uzun vadeli sigorta kollarına tabi isteğe bağlı sigortalılık olduğunun tespitine, davacının tahsis talebini reddeden Kurum işleminin iptali ile davacının 01.01.2014 tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisi adına davalı şirket tarafından 30.07.2009 tarihli işe giriş bildirgesinin düzenledniği, ancak murisin talep edilen dönemde ve öncesinde davalı Kurum'a bildirilen çalışmasının bulunmadığı, davacının 06.03.2014 tarihli tahsis talebinin davalı Kurum tarafından murisin sadece 354 gün sigortalılığının bulunduğundan bahisle reddedildiği, muris ile davalı şirket arasında imzalanan “yurtdışı iş sözleşmesinde”; murisin 05.09.2006 – 04.12.2006 tarihleri arasında ...'nın ... şehrinde ... şantiyesinde kalıpçı olarak çalışacağının belirtildiği, dosyada mevcut ve davalı şirket tarafından düzenlenen bir belgede; murisin 29.07.2009 – 12.08.2011 tarihleri arasında ...'nda çalıştığının bildirildiği, davalı şirketin davacı adına 2010/4 – 2011/8. aylar arası ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Kural olarak sigortalılar, ...’de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, kanunların mülkiliği ilkesinin doğal sonucudur. Ayrıca, ... ile yabancı bir ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmişse istisnaen mülkilik ilkesine değer verilmeyebilir. 5510 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin (g) bendinde; “ Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı, bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanacağı, bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50. maddenin ikinci fıkrasındaki...'de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası priminin alınmayacağı, bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primlerinin 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılıktan sayılacağı ” belirtilmiş, aynı Yasa'nın 10. maddesinde de; “ 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri durumunda, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği ” hüküm altına alınmıştır. Öte yandan; 5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesinin ( d ) bendinde, isteğe bağlı sigortalı olabilmek için isteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kurum'a başvuruda bulunmak gerektiği ve yine aynı Yasa'nın 51. maddesinin 1. fıkrasında; isteğe bağlı sigortalılığın müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda ise; 5510 sayılı Yasa'nın anılan maddeleri dikkate alınmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davacı murisinin ... Kurumu aracılığı ile işe alınıp alınmadığını, davacının önceden davalı şirketin sigortalısı olup olmadığını, sigortalı ise geçici görev ile yurtdışına götürülüp götürülmediğini, topluluk sigortasına tabi olup olmadığını, davalı şirket ile davalı Kurum arasında topluluk sigortasına dair sözleşme bulunup bulunmadığını, var ise kısa vadeli sigorta kollarını kapsayıp kapsamadığını araştırarak toplanan delillere göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.