Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12569 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20567 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 12/05/2006-15/05/2010 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 12/05/2006-15/05/2010 tarihleri arasında davalı işyerinden bir kısım bildirimlerinin yapıldığı, dava konusu döneme ait dönem bordrolarının getirtildiği, davalı işveren tarafından ücret bordrolarının ve puantaj kayıtlarının sunulduğu, bu bordroların bir kısmının imzalı bir kısmının ise imzasız ve puantaj kayıtlarının tamamının imzalı olduğu, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Mahkeme tarafından, imzalı ücret bordroları dikkate alınıp imzalı puantaj kayıtları bulunan ve hiç kayıt bulunmayan aylar bakımından tanık beyanlarına göre davacının ayda 30 gün üzerinden çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de imzalı puantaj kayıtları dikkate alınmadan ve hiçbir kayıt bulunmayan aylar bakımından da dönem bordrolarında kayıtlı tarafsız tanıklar tespit edilip beyanları alınmadan sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları ücret bordrolarına ve puantaj kayıtlarına dayanılarak Kuruma bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar ve puantaj kayıtları davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından dava konusu döneme ait ücret bordroları ve puantaj kayıtları ibraz edilmiştir. Söz konusu ücret bordroların bir kısmının imzalı olduğu ve puantaj kayıtlarının ise tümünün imzalı olduğu görülmüştür. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ve puantaj kaydı ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan söz konusu aylardaki sürenin ücret bordrolarında ve puantaj kayıtlarında belirtilen süre kadar olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu ve puantaj kaydı olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu ve puantaj kaydı kadar, imzalı ücret bordrosu ve puantaj kaydı olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemler yönünden ise dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.