Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12475 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10168 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 11.600,00- TL maddi tazminatın 17.04.2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; ...Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının 16.04.2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle sürekli iş görmezlik oranının % 21,2 olduğu, davacının 16.04.2008 – 14.09.2008 dönemleri arasında geçici iş göremezlik durumuna düştüğü, mahkemece hükme esas bilirkişi kusur raporunda davacı sigortalının % 30 oranında müterafik kusuru bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.İlke olarak iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının veya ölümü halinde hak sahiplerinin maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret, işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir. Gerçek ücretin saptanmasında işyeri kayıtları, ücret bordroları araştırılmalı, bordrolardan ücretin saptanamaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu, emsal işçilerin aldığı ücret gözönünde tutulmalı, gerekirse meslek kuruluşu ve odalardan durum sorularak gerçek ücret saptanmalıdır.Davacının kaza tarihi ve sonrasında davalı işyerinde çalışmaya devam ettiği saptanır ise işyerinden imzalı ücret bordroları getirtilerek bilinen ücretlere göre hesap yapılması gerekir. İşyerinde toplu iş sözleşmesi uygulanıp uygulanmadığı ve uygulanmakta ise sigortalının sendika üyesi olarak veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı mutlaka belirlenmelidir. Asgari ücret ile varsa toplu iş sözleşmesinin uygulanması kamu düzenine ilişkin olup talep olmasa dahi re'sen uygulanması gerektiğinden olay tarihinden hüküm tarihine kadar işyerinde uygulanmakta olan tüm toplu iş sözleşmeleri getirtilerek tazminatın belirlenmesinde esas alınmalıdır. Kamu düzenine ilişkin hususlarda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Bunun yanı sıra maddi tazminat hesabında geçici iş göremezlik dönemini de kapsayan bilinen dönem zararı gerçek ücrete göre hesaplanmalıdır. Öte yandan, hükme esas alınacak hesap raporunun açıklayıcı ve Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, 20.01.2015 tarihli hesap bilirkişi raporlarına karşı davalı vekili 05.02.2015 havale tarihli dilekçesinde davacının istirahatli kaldığı döneme ilişkin aldığı ilave tediye ve akdi ikramiye miktarlarını belirterek buna ilişkin bordroları dosyaya ibraz etmiştir. Fakat mahkemece bu itiraz da göz önünde bulundurulmak ve dilekçe ve ekindeki ödeme belgeleri değerlendirilmek suretiyle açıklayıcı ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir hesap raporu aldırılmamıştır.Yapılacak iş; davalı tarafın 05.02.2015 havale tarihli dilekçesinde davacının istirahatli kaldığı döneme ilişkin aldığı ilave tediye ve akdi ikramiye miktarlarını da dikkate alarak uzman hesap bilirkişisine ödeme belgeleri de değerlendirilmek suretiyle varsa ilave tediye ve akdi ikramiye miktarlarının da mahsubu ile yaptırılacak hesaplama sonucu davacının maddi zararlarının yeniden denetime elverişli bir şekilde tespit ettirilerek bir karar verilmesinden ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.