MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A RDava, 13.03.2011 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davacı ...'nın maddi tazminat isteminin reddine, davacı eş için 82.408,61TL, davacı ... için 7.269,93TL maddi tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamından, hükme esas alınan 12.10.2012 tarihli kusur raporunu düzenleyen bilirkişinin işçi sağlığı ve iş güveliği alanında uzman olmadığı ve raporunda 13.03.2011 tarihli yargılama konusu olay bakımından iş güvenliğine ilişkin mevzuata dair herhangi bir irdeleme yapmadığı anlaşılmıştır. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. İş kazası iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat davalarında hüküm altına alınacak tazminat miktarlarına etkisi ve davalıların sorumluluğu bakımından taşıdığı öneme göre tarafların kusurunun aidiyeti ve oranının hiçbir kuşkuya yer açmayacak biçimde ortaya konulması gerekir. Bu kapsamda alınması gereken raporun konusunda ehil işçi sağlığı ve güvenliği uzmanlarından alınması Yargıtayın yerleşik uygulaması olduğu gibi bu raporda zararlandırıcı olayın iş güvenliğine ilişkin mevzuat çerçevesinde irdelemenin de yapılması gerekir.Bu açıklamadan olarak somut olayda, 12.10.2012 tarihli kusur raporunu düzenleyen bilirkişinin işçi sağlığı ve iş güveliği uzmanı olmayıp raporda iş güvenliği mevzuatı kapsamında bir irdelemenin de bulunmamasına göre hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş; yargılama konusu iş kazasına ilişki konusunda ehil ve yine işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman bilirkişi kuruluna konuyu iş güvenliğine ilişkin mevzuat çerçevesinde yeniden inceletmek ve tüm delilleri bir arada değerlendirip sonuca göre karar vermekten ibarettir. O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalının sair itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.