Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12417 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16644 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, babasından bağlanan şehit yakınlarına ödenen aylıkların geç bağlanması nedeniyle uğramış olduğu zararların yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davalı Kurumun zamanaşımına uğradığı iddiası ile ödemediği şehit yakını maaşının şimdilik 1000 Liralık kısmının 19.11.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde yer alan "İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz" hükmü ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin kesin yetki kuralı düzenlenmiş olup Kanun'un 1/B bendinde "İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar" hükmü doğrultusunda 5510 sayılı Kanun'dan kaynaklanan davalar İş Mahkemesinde görülmekle birlikte Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanun'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 5521 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 447/2.maddesine göre "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır" hükmü gereğince genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında 6100 sayılı HMK'da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği ortadadır. 6100 sayılı HMK 6/1. maddesi genel yetki kuralını düzenlemekte olup; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denilmektedir. Öte yandan tüzel kişilere karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme tüzel kişinin ikametgahının (merkezinin) bulunduğu yer mahkemesidir. (6102 s. TTK. 213., 339., ve 576. maddeleri) HMK. 14. maddesi ise, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olabileceğini hüküm altına almıştır. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmelidir (HMK m.116 ve 117). Mahkemece somut olayda, dava dilekçesinin 05.02.2016 tarihinde davalı Kuruma tebliğ edildiği ve davalı Kurumun süresi içinde cevap dilekçesi vermediği anlaşılmaktadır. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı, kesin yetkinin söz konusu olmadığı, usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığı gözetilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken üstelik davacının davaya konu şehit yakını maaşına ilişkin tahsis dosyası getirtilmeden ölüm aylığı dosyasına dönüşen murisin yaşlılık aylığı tahsis dosyası incelenerek yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.