MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine, karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, Dava, davacının davalıya ait ev işyerinde 29.10.2009-16.06.2013 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işyerinde 01.04.2011-04.06.2013 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmişse de, yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunmas?? sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığına dair sigortalı işe giriş bildirgesinin düzenlenmediği, davalı işyerinden Kuruma bildirim yapılmadığı, nizalı dönemde davacı adına 2009/1-31.03.2011 tarihleri arasında dava dışı farklı bir işyerinden bildirim yapıldığı, tanık dinlenildiği, zabıta araştırma yapıldığı ve davacının davalı ile karı koca gibi yaşadıklarının tespit edildiği, mahkemece, davalının ceza dosyasındaki beyanları doğrultusunda yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalı 10.04.1951 d.lu olup, tanık beyanlarından davalının bakıma muhtaç olmadığı, davacı ve davalı arasında geçen yaralama suçundan açılan ceza dava dosyasının incelenmesinde, davalının birlikte yaşadıkları yönündeki beyanları ve dinlenen tanık beyanları ile karı koca gibi yaşadıkları sabit olup, davacının da davalı birlikte karı koca gibi yaşadıklarına ilişkin beyanları dikkate alındığında, taraflar arasında hizmet akdi olmayıp, davanın reddine karar verilmesi yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'a iadesine 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.