MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Vek.Av. ...Davacı, kurumca düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı ile şirketi arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. 1-2013/14635,14636,14637, 2014/10579,10580 takip sayılı ödeme emirleri yönünden: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. ve 3.maddelerine göre uygulanmaya devam edilmekte olan HUMK'nun 427. maddesine göre 2016 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.190,00 TL.’sini geçmesi gerekir. Somut olayda, temyiz konusu yukarıda takip numaraları yazılı ödeme emirlerinde asıl alacak miktarları 2.190,00 TL’nin altındadır. Bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından 01/06/1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak bu ödeme emirleri yönünden davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir. 2- 2013/14634, 2014/10578 takip sayılı ödeme emirlerine gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan; davacı tarafa çıkarılan ödeme emirlerinin davacı şirketin alt işvereni olan şirketinini prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi alacaklarından ötürü davacının da sorumlu olduğu kabul edilerek davacıya tebliğ edildiği ve süresinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun davacı ile dava dışı şirketi arasındaki hukuki ilişkinin işveren-aracı ya da üst alt işveren biçiminde olup olmadığıdır. 4857 sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince aracıdan söz edebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve bu işverenden görülmekte olan bu işin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler bir iş alt işverene devir edilmelidir. Davacı şirket işini bütün olarak aldığı ve T-1, T-2 tünel inşaatını şirketine, diğer işleri de farklı şirketlere devrettiği ve taraflar arasındaki sözleşmeler de birlikte değerlendirildiğinde davacı ve dava dışı şirketi arasındaki ilişkiyi üst-alt işveren ilişkisi olarak değerlendirmek gerekir. Bunun sonucunda da şirketinin prim borçlarından üst işveren davacının da sorumlu olduğu gözetilmeksizin ödeme emirlerinin iptali şeklinde yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.